Geçenlerde ebeveynlerden biri 13 yaşındaki çocuğuna ilişkin şikayetlerini dile getirdi. “Çok çirkin olduğunu düşünüyor.” dedi.
“Halbuki oğlum bana çok yakışıklı görünüyor, ona da söylüyorum. Öz güveninin zarar görmesinden korkuyorum. Daha dün o kadar neşeli ve keyifli bir çocuktu ki. Şimdi ise o sosyal çocuk gitti yerine sessiz, depresif biri geldi. Bu çocuk nasıl çirkin olduğuna inanabilir?”
Ergenlik insanın fiziksel değişimlerinin en yoğun olduğu dönemlerden biridir. Tamam hepimiz “Her yaşın ayrı bir güzelliği vardır” masalına inanabiliriz. Ama gerçek bu değil. Mesela ergen bir erkek yeni çıkmaya yüz tutmuş tüyleri, sivilceli yüzü ve henüz orantıya kavuşamamış bedeniyle pek de yakışıklı sayılmaz. Ebeveyn olarak size öyle gelebilir ama çevresine yakışıklı gelmediğini biliyor ve zaten bu konuda geri bildirim de alıyor. Mesela daha birkaç yıl önce “Ne tatlısın!” diyen kızlar artık demiyorlar. Erkekler ve kadınlar için artık “TATLI” kavramı “YAKIŞIKLI” ya da “GÜZEL” kavramlarına evriliyor.
Sizin gözünüzde kendi çocuğunuz “ŞAHİN” görünümlü olsa da o şimdilik henüz o noktada değil. Böyle durumlarda ebeveynlerden gelen “Ama nasıl olur, sen çok güzelsin ya da yakışıklısın!” söylemleri de inandırıcılıktan yoksun. Size garip gelecek ve ben bile hala inanamıyorum. “Annem benim sesimin güzel olduğunu düşünüyor!” Sadece ergenlikte de değil üstelik. Sebebi şu: Benim sesimi duymayı ve benimle birlikte olmayı seviyor. Bilginiz olsun diye ekliyorum, yaşım 42…
Şimdi ebeveynlerin alması gereken rolü biraz daha tanımlayalım. Karşınızda “Çirkin” olan ve “Çirkin Olduğunu Düşünen” genç bir birey var ve siz sadece birkaç yıl önceki inandırıcılığınıza sahip olduğunuzu düşünerek durmadan “Hayır sen yakışıklısın, hayır sesin şöyle!” gibi yorumlarda bulunuyorsunuz. Önce bir susun! İçinizdeki müdahaleciyi birkaç dakika susturun. İnandırıcılığınızı kazanmanın en önemli yolu tekrar rasyonel olmaktan geçiyor. Ona söylemeniz gereken ise tahmininizden biraz farklı.
“Oğlum bana her zaman yakışıklı geliyorsun çünkü seni görmeyi seviyorum. Elbette yaşın gereği önemli değişimler yaşıyorsun. Artık kendi cinsiyetinin özelliklerini daha fazla göstereceğin bir geçiş dönemindesin. Bir çeşit kozada gibi. Koza kelebeğin gerçek güzelliğini göstermez ama içinde sonrasında muhteşem renklere sahip olmak için hazırlanan bir kelebek barındırır. Senin de tam olarak kendin olmadan önce birkaç yılın var. Potansiyelin için en önemli adımları atabileceğin dönemdesin. Belki de hayatın boyunca odaklanman gereken konulara ve tutkularına odaklanman bu süreci daha keyifle atlatmanı sağlayabilir. Sonuçta unutma tüm insanlar bu süreçten farklı zamanlarda olsa da geçecekler.”
Ergenlik döneminde çocuklar güvendikleri her şeye kuşkuyla bakarlar. Sizin inandırıcılığınız zaten müşahede altındayken doğrulardan uzaklaşmanız görüşlerinizin değerini iyice azaltır. Erik Erikson’a göre ergenlik kimlik kazanımına karşı rol karmaşasının olduğu dönemdir. Elde ettikleri tüm bilgiler, yetenekler ve deneyimlerden de kuşku duymaya başlarlar. Ergenler, şimdiye kadar oldukları ile gelecekte ne olacakları konusunda endişe ederler ve sürekli iç çatışmalar yaşarlar. Kimlikleri konusunda kafaları karışık olur. Bu aşamadan geçtikleri takdirde sağlam bir kimlik inşa edebilirler. Eğer yapamazlarsa da olmadıkları bir şey olmaya çalışmaya devam edeceklerdir. Bu dönem belki de insan hayatının en riskli dönemlerinden biridir.
Bu dönemi sağlıklı olarak yönetmek ebeveynlerin elindedir. Bunun için önce ergenlik döneminin hangi unsurları içerdiğini bilmek ve buna uygun davranmak gerekir. Bu sizin için sağlıklı bir iletişim ortamı yaratacaktır. Bu ortam onun pozitif yönde gelişimi için çok önemlidir. Bunun yanında gencin geleceğini inşa ettiği bu yıllarda kendisine hedef koyması, hedeflerine ulaşmak için motivasyon sağlaması, tutku duyduğu alanları keşfedip bu alanlarda derinleşmesi de hem sağlıklı gelişimi için hem de öz güveni için gereklidir. Bu konularda da genç desteklenmelidir.
Bu noktada tüm ebeveynlere iki farklı önerim var. Birincisi Prof. Dr. Richard Lerner’ın “Pozitif Ergenlik” ve Lisa Damour’un “Güçlü Kızlar” kitaplarını tereddütsüz olarak okumanız. Size Pozitif Ergen Gelişimi konusunda güçlü rehberler olacaklardır. İkincisi ise çocuğunuza mutlaka İzotomi yaptırmanız. Bu çalışma çocuğunuzun gelecek kaygıları ve kimlik oluşumu konusunda özel bir harita sağlarken aynı zamanda hedef oluşturma ve tutkulu olduğu alanları belirleme konusunda da ona destek olacaktır. Çocuğunuzun geleceği için biraz çalışma yapmanızdan bir zarar gelmez ama büyük faydalar elde edebilirsiniz.
“Gençliğin ruhunu, işlenmeyen bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız, orada ısırganlar ve dikenler yetişir.” Johan Vilhelm Snelmann
Not: Yukarıda verilen kitapları almak isteyenler için linkler koydum. Özellikle kitapkoala.com linkini paylaştım. Çünkü kitaplar oradan alındığında Sokak Hayvanları tedavi ediliyor. İkinci konu ise “Pozitif Ergenlik” kitabının eski adı “Ergenlik Hakkında Her Şey“dir. Bu kitabı okuyanlar “Pozitif Ergenlik” kitabını almamalıdır. Çünkü bu kitap bir öncekinin yeni baskısıdır.
BUNU ANLAMAYAN YOK OLACAK
Yıllardır söylenir durur. “Müşterini tanı!” Birçok sektörde bu ilkenin sıklıkla söylenmesine rağmen öneminin yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Ya da anlaşılıyorsa da ben fark edemiyorum. Çünkü kocaman kocaman şirketlerde bile aykırı uygulamaları…
MR. HYDE İLE EŞEK SAATİ ARASINDAKİ İLİŞKİ
Dr.Jekyll ve Mr.Hyde’ı hepiniz bilirsiniz. Hikâyenin en önemli özelliği bir zihnin iki zıt yönünü anlatmasıdır. Hepimizin içinde var olan, bizim karanlık ve aydınlık yanımızı gösteren bir metaforu öyküleştirir. Size eserden…
İŞ DEĞİŞTİRMEK İSTEYENLER İÇİN…
Son dönemlerde kurumsal şirketlerde çalışanların işleriyle ilgili mutsuzluklarına sık sık şahit oluyorum. Çoğu yeni bir iş arayışında… Bazıları aktif bir şekilde, bazıları ise daha pasif şekilde iş arama/tarama halindeler. Çoğuna…
FİZİK BÖLÜMÜNÜ ÇOK ZEKİ OLDUĞUM İÇİN TERCİH ETTİM
Geçenlerde bir psikoloji forumunda hem şaşırdığım hem üzüldüğüm bir soru ve cevap ile karşılaştım. Soruyu tam olarak aktarıyorum: “137 ortalama IQ skoruna sahibim (WİSC-R). Lise öğrenimimi özel bir fen lisesinde…