fbpx

ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUKLARDA YETENEK VE HEDEF KOYMA

Her çocuk içinde hayatı keşfetmeye can atan maceracı bir ruh ile doğar. Bazı çocuklar ise çok meraklı, detaycı ve sorgulayıcıdır.

Tüm detaylara hakim olarak konuları birbirine bağlamayı ve sonuçlar üreterek yorumlar yapmayı çok severler. Bu çocuklara baktığınızda karşınızda bir yetişkin varmış gibi hissedebilirsiniz, mantıksız cevapları asla kabul etmez ve öğrenene kadar savaşırlar. Bunlar genellikle üstün zeka tanısı almış çocuklardır.

Üstün zekalı çocukları gözlemlediğinizde yaşları ilerledikçe bir bölümünün artık merakını yitirdiğini görebilirsiniz. Bunun en önemli nedenlerinden biri eğitimdeki müfredatın standart olmasıdır. Eğitimin çocuğun yaşıtlarından oldukça ileri gelişim gösteren yetenek alanlarına göre yapılandırılmamış olması, çocuğun çoğu derste sıkılmasına, dersle ilgili çok soru sorması ve cevap alamaması sıkıldığı için hareketliliğinin artmasına veya farklı olan çocuğun uyum adına standartlaşma çabasıyla birlikte kendini kapatmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple anaokulu ve ilkokul dönemlerinde üstün zekalı çocukların ilgi alanlarının belirlenmesinin ve sonraki süreçte konu ile ilgili derinleşmelerinin oldukça önemli olduğunu söyleyebiliriz. Eğer çocuğunuz standart bir eğitim alıyorsa öncelikle sınıf öğretmeni ile durum paylaşılarak ondan mutlaka destek istenmelidir. Çocuğa yapılan zeka testindeki alt yetenek alanları da oldukça önemlidir çünkü size çocuğunuzu hangi alanlarda destekleyeceğiniz yönünde ışık tutar.

İlgi alanlarını belirlemek için çocuğu farklı etkinlikler ile karşılaştırırken mutlaka ona fikrini ve denemek isteyip istemeyeceğini sorun. Eğer çocuk isteksiz bir biçimde aktiviteden aktiviteye götürülürse bu bir süre devam ettikten sonra çocuk etkinliklere katılma konusunda oldukça isteksiz davranabilir. İzotomi görüşmesi yaptığım üstün zeka tanılı 16 yaşındaki B. daha küçük yaşlarda katıldığı farklı etkinlikler için şunları söylemişti. “Annem ben küçükken benim asistanım gibiydi. Benim ilgilimi çekecek konuları ve etkinlikleri belirleyerek bana gitmek isteyip istemeyeceğimi sorardı. Benim için çok eğlenceli bir süreçti. Düşünsenize sizi sürekli düşünüp sizin için organize olan biri var ve siz sadece katılıp katılmamaya karar veriyorsunuz. Yaptığım farklı etkinlikler benim neyi sevdiğim konusunda kendimi daha iyi tanımamı sağladı.” Aynı örnekte eğer anne çocuğu her aktiviteye zorlayarak götürmüş olsaydı büyük bir ihtimalle çocuk bir süre sonra etkinliklere katılmak istemeyecekti.

Çocuklarla ilgili olarak hem okulda hem de okul dışında yapılan çalışmalarda “gözlem” çok önemli bir rol oynamaktadır. Çocuğunuzun hangi alanlarda akışta olduğunu gözlemleyin. Çocuğunuz hangi alanda akıştaysa orada içsel motivasyonu yüksek olur ve başarma azmi taşır. (Psikolog Mihaly Csikszentmihalyi, yirmi yılı aşkın bir süredir “üst düzey yaşantı” durumlarını, yani insanların yoğunlaştıkları ve yaptıkları işten derin bir zevk aldıklarını bildirdikleri zamanları araştırmaktadır. Bu araştırmalar, yaşantıyı gerçek anlamda doyurucu yapan şeyin, akış adı verilen bir bilinç durumu olduğunu ortaya çıkarmıştır; akış, insanın dikkatini odakladığı bir etkinlikte kendini kaybetmesine neden olan bir yoğunlaşmadır. Herkes zaman zaman akış yaşar ve akışın özelliklerini bilir. Akış durumunda insanlar güçlüdürler, dikkatlidirler, çaba harcamaksızın durumun denetimini ellerinde tuttuklarını ve yeteneklerinin doruğunda olduklarını hissederler.)

Çocuğun ilgi alanı belirlendikten sonra çocuğa göre zorluklar belirleyerek ve görevler verilerek (fazlasıyla zor veya fazlasıyla kolay olmayan) onun potansiyelini geliştirmesine yardımcı olunabilir. Üstün zekalı çocukların mükemmelliyetçi yapısı göz önüne alındığında bu konunun oldukça hassas olduğu da gözden kaçırılmamalıdır. Çocuk yapabildiğini gördükçe bir sonraki aşamada onu geliştirecek adımlar atılması önemlidir. Çocuk başardığında veya başaramadığında sürecin övülmesi ve çabanın takdir edilmesi gerekir. Bu konu ile ilgili Carol Dweck’in “gelişim zihniyeti” ile ilgili TED konuşmasını dinlemenizi öneririm.

Carol Dweck Videosu

Çocuk ilgi alanlarında desteklendikçe ve bu alanlarda proje çalışmalarının içinde bulundukça kendisine ileriye yönelik daha net hedefler de koyabilir. Yaptığım öğrenci koçluklarında ergenlik çağına gelindiğinde gençlerin genellikle hedef belirleme yönünde sıkıntı yaşadıklarını gözlemliyorum . Araştırmalar hedefi olan çocukların öz yeterliliklerinin daha yüksek olduğunu, daha sabırlı davrandıklarını, ders çalışma sürecinde daha motive olduklarını ve daha az kaygı yaşadıklarını gösteriyor. Biz 13 yaş üstü gençlerle yaptığımız İzotomi görüşmelerinde çocuğun güçlü yanlarını görerek, istek ve ilgi alanlarının farkına vararak, kısacası kendini tanıyarak, daha farkındalıklı ve sağlıklı hedefler seçmesi yönünde çalışmalar yapıyoruz. Bunu da içsel motivasyonu destekleyen bir süreç olarak tanımlıyoruz.

Aslında hepimizin amacı çocuklarımızın kendini gerçekleştireceği, mutlu ve doyumlu bir hayat yaşaması… Bu konuda ebeveynlere, öğretmenlere ve konu ile ilgili uzmanlara çok iş düşüyor. Sorumluluklarımızı bilerek davranırsak ve çocukların da kendilerini tanıyarak kendileri ile ilgili sorumlulukları almasına fırsat tanırsak, uzun vadede hem birey olarak hem de toplumsal olarak çok daha iyi bir noktada olacağımıza inanıyorum.

Yazımı Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin’in üstün potansiyelli çocuklar için yazdığı bir şiirden aldığım birkaç mısra ile bitirmek istiyorum.

“İçim öyle büyük ki dışımdan

Kendi denizime ulaşmak öğretilmezse bana

İçimde kalacak bin masal gemisi inci”….

O İNCİLER ÇOCUKLARIMIZIN İÇİNDE BİR HAYAT BOYU SAKLI KALMASIN……

YKS 2022 tercih süresi bitti ama neler kaldı

Dün itibari ile YKS 2022 tercih süresi bitti. Geçirilen bir seneye bakıldığında özellikle öğrenciler açısından çok ciddi stres oluşturan zor bir sürecin sonuna gelinmiş oldu. Öğrencilerin çoğu bu süreçten ciddi…