fbpx

ÇOCUĞUMUN BENİM YAŞADIKLARIMI YAŞAMASINI İSTEMİYORUM!

Bursa’da bir okulda yaptığım konuşmaya bir baba ve babaanne katılmıştı. Konuşmaya geliş amaçları elbette çocuğunun/torununun meslek seçimi konusunda aydınlanmak ve ona nasıl faydalı olabileceklerini belirlemekti.

“Niye burada olduğunu söylemek isteyen var mı?” dediğimde baba konuştu.

“Çocuğumun benim yaşadıklarımı yaşamasını istemiyorum.”

Özellikle mimiklerine dikkat ettiğimden bu cümlenin oldukça duygu yüklü olduğunu fark ettim. Daha da ilginci babaannenin yüzündeki üzüntü mikro-mimiği o kadar belirgindi ki ona küçük bir soru sorsam dahi ağlayacağını biliyordum. Üzerine gitmek istemedim. Ancak çok uzun sürmedi ki parmağını kaldırdı ve “Bir şey söylemek istiyorum.” dedi ve ekledi.

“Oğlumun işini yaparken çok mutsuz olduğunu biliyorum ama ben onun mutlu olmasını istemiştim.” Cümlesini bitirdiğinde ağlamaya başladı, sonra da yerine oturdu. Hikâyenin detaylarını almadım. Sadece görevliden kendisine su verilmesini istedim. Konuşma sonrası kendileriyle konuştuğumda ise üniversite öncesinde psikolog olmak istediğini ancak anne ve babasının ‘mühendislik ve doktorluk’ seçimini yapması için çok baskı yaptıklarını, sosyal bilimleri pek de meslekten saymadıklarını ve mezun olduğu günden beri yaptığı işten mutsuz olduğunu ifade etti. Eminim çevrenizde bu tür örnekleri sıklıkla görüyorsunuzdur.

Ben bu dünyadaki acıların en büyüklerinden birinin, sizin yüzünüze “Sen kötü bir ebeveynsin, senin yüzünden mutsuzum.” denmesi olduğunu düşünüyorum.

İnsanlar mesleklerin ne olduğunu, nasıl tanımlandığını öğrenmeye çalışıyorlar ama kim olduklarını anlamaya çalışmıyorlar. Anne ve babaların da bu konuda yeterince destek olduklarını düşünmüyorum. Eğer insan mesleğini sevemezse, yetkinlikleri uygun değilse belki de en önemlisi öğrenme keyfini o alanda hissetmiyorsa ne mutlu olabiliyor ne de işinde iyi olabiliyor. Başarılı ve mutlu denkleminde, mutluluk her zaman seçilmesi gerekendir ve mutlaka önünde sonunda başarıyı getirir.

Her zaman ebeveynler direkt etkilerde bulunmuyorlar. Geçenlerde bir öğrenci para kazanamayacağını düşündüğü için avukat olmayı düşündüğünü iletti. Ailelerin maddi yatırımları ve eksiklikleri bu kadar net yansıtması da tercihlerde çok etkili oluyor. Gençlerin önemli bir bölümünde güçlü para kaygısı nedeniyle seçimler görüyorum ki en yanlış seçim yöntemlerinden biridir.

Hem İzotomi 1.0’da hem de geliştirdiğimiz İzotomi 2.0’daki test sonuçlarına baktığımızda bize öğrenciyi tanımanın ve en genel tabirle mizacını, değerlerini, güçlü yönlerini, isteklerini ve farkındalığını ortaya koymanın seçimlerde çok daha fazla mutluluğu ortaya koyduğunu görüyoruz.

Mutsuz çalışanlar, pişman ebeveynler denkleminde yer almanın kendi başına ne kadar kötü olduğunu biliyorum ama biraz farkındalık, tanımak için biraz çaba mucizevi sonuçlar üretebilir. Gelir seviyesinin düşük olduğu ülkemizde bile özel okullaşmanın bu kadar yüksek olması ebeveynlerin çocuklarına ne kadar yatırım yaptıklarını gösteriyor ancak tüm bu maliyetli çabaların yanında küçücük birkaç adım potansiyel mutsuzluklardan korunmak için yeterli.

Umarım işini mutlu, yetkin bir şekilde yapanların olduğu ve ebeveynlerin bu konuyla alakalı pişmanlık duymadığı bir gelecek oluşturabiliriz.

NEDEN BAZILARI DAHA ŞANSSIZ!

Küçük yaşlardayken en çok düşündüğüm şeylerden biri, neden bazı insanların diğerlerinden daha az şanslı olduğuydu. Çocukluğumu Karadenizli bir babanın ve Mardinli bir annenin üç çocuğundan biri olarak geçirdim. Bir memur…

MR. HYDE İLE EŞEK SAATİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

Dr.Jekyll ve Mr.Hyde’ı hepiniz bilirsiniz. Hikâyenin en önemli özelliği bir zihnin iki zıt yönünü anlatmasıdır. Hepimizin içinde var olan, bizim karanlık ve aydınlık yanımızı gösteren bir metaforu öyküleştirir. Size eserden…

İŞ DEĞİŞTİRMEK İSTEYENLER İÇİN…

Son dönemlerde kurumsal şirketlerde çalışanların işleriyle ilgili mutsuzluklarına sık sık şahit oluyorum. Çoğu yeni bir iş arayışında… Bazıları aktif bir şekilde, bazıları ise daha pasif şekilde iş arama/tarama halindeler. Çoğuna…