Dün sağlık bakanının açıklamasından sonra koronavirüsün ülkemiz sınırları içerisine girdiğini öğrendik. Bugün itibari ile ülkemizde çok daha fazla panik yaşanma durumu olası… Sabah benim de dahil olduğum whatsapp gruplarına özellikle ailelerden gelen mesajlar durumdan dolayı yaşanan stresin ve kaygının yetişkinler için ne kadar yüksek durumda olduğunu gözler önüne seriyor.
Şimdi derin bir nefes alıp hem kendimiz için hem de çocuklarımız için bu durumu nasıl yönetebileceğimizi düşünme vakti… Aslında bu durum fiziksel sağlık noktasından da çıkarak özellikle ruh sağlığı yönünde ciddi bir tehlike oluşturmuş durumda. Biz doğru kaynaklardan bilgi edinmezsek ve çocuğumuzla sağlıklı iletişim kurarak onunla bilgileri korkutmadan paylaşmazsak, çocuğumuzun farklı kaynaklardan bilgi edinerek kaygı seviyesinin yükselmesi ve ruh sağlığının bozulması ihtimali oluşabilir.
Bazen yetişkinler çok endişeli oldukları durumlarda çocukları ile konuşmaktan kaçınabiliyorlar. Eğer bu konudan hiç bahsetmezsek çocuklar duydukları bilgileri anlayamaz ve kendi dünyalarında yorumlayamazlar. Çocuklar ancak yetişkin ile yapacakları güven dolu bir konuşma çerçevesinde dışarıdan gelen bilgiyi yorumlayabilir ve kendi dünyalarında bunu içselleştirebilirler.
Çocuklarla konuşurken çocuklara da konuşma hakkı tanımak, onların neleri bildiğini ve neleri merak ettiğini de öğrenmek de önemli. Bu çocuğu hem rahatlatacak hem de bizim konuşma çerçevemizi belirleyecektir. Ayrıca çocuklarımıza arkadaşlarından ve sosyal medyadan duydukları her bilginin doğru olmadığını, gerçek ve güvenilir bilgiyi ebeveynlerinden ya da öğretmenlerinden alacaklarını söyleyebiliriz.
Bu konuda çocuk psikoloğu Richard Woolfson “Virüsün çocuklarınızı etkileyip etkilemeyeceğini bilmeseniz bile, konu hakkında iyimser olmak, çocukları gereksiz yerine endişelendirmekten daha iyidir. Bu tutum sadece çocukları sakinleştirmekle ilgili değil, aynı zamanda onları güçlendirmekle ilgili. Çocuklara günlük hayatlarında uygulayabilecekleri pratik tavsiyeler vermek enfeksiyona yakalanma şanslarını azaltırken, aynı zamanda onlara durumu kontrol edebilecek güce sahip olduklarını hissettirecek. Çocuklara kendilerinin ve çevresindekilerinin sağlığını korumak için düzenli olarak el yıkamanın önemi anlatılmalı” diyor. Tavsiye edilen en iyi stratejiyi ise çocukların içini rahatlatıcı konuşmalar yapmak, onlara kendilerini ve ailelelerini virüsten korumak için çareleri olduğunu anlatmak olarak ifade ediyor.
Uzmanlar özellikle yüksek risk gruplarının yaşlı ve kronik rahatsızlığı olan kişiler -koah, astım, diyabet ve kalp gibi- olduğunu söylüyor. Şu ana kadar yapılan istatistikler (Çin’de 70.000 kişi üzerinde yapılan en son araştırma) çocukların en az riskli grup olduğunu bu virüsü alsalar bile çok hafif bir şekilde atlattıklarına işaret ediyor. Gene 50 yaşın altında olan ve koronavirüsü alan birçok kişinin birkaç gün dinlendikten sonra bu hastalığı atlatabildiği ifade ediliyor.
Şimdi sakin olma zamanı… Hem kendimiz hem çocuğumuz için internetteki bilgi kirliliğinin içerisine girmeden sadece uzman görüşleri dinleyerek, abartıya kaçmadan olması gereken tedbirleri alarak ve bunları çocuğumuzun yaşına göre açıklayarak hayatlarımıza devam etmeliyiz. Biz devam etmeliyiz ki onlar da devam edebilsinler…