Kerem anaokulunda çok aktif ya da girişken bir çocuk değildi.
Okulun düzenlediği faaliyetlere pek katılmazdı ama konu drama olduğunda canlanır ve tüm çekingenliği kaybolurdu. Zeki bir çocuk olmasına rağmen derslerinde ortalama bir öğrenciydi. Özellikle okulda matematik dersinde sıkıntı yaşardı. Yazmayı seviyordu ama olaylara farklı yönden baktığı ve standart düşünceleri olmadığı için okul hayatında yazdıklarına pek değer verilmedi. Diğerlerinden farklı bir çocuktu, insanları çok iyi gözlemliyor, taklitler yapıyor ama sosyal ortamlarda arkadaşlarıyla olmaktansa uzakta durup insanlar hakkında analiz yapmayı tercih ediyordu.
Kerem 10 yaşında çıktığı ilk tiyatro sahnesinde annesine “Ben kendimi burada buldum, kendimi hiç bu kadar mutlu hissetmedim.” demişti. TEOG sınavına gireceği sene tiyatroyu bırakarak yoğun bir şekilde ders çalışmaya başladı. Çevresindekiler için tiyatro bir meslek değil sadece hobi olabilirdi. Buna bir tek annesi itiraz etti. Annesi ona “Hayatta istediğin ve mutlu olduğun mesleği yapmalısın, gerekirse bunun için ben de dahil herkesi karşısına almalısın!” demişti. Kerem gene de hukuk okumak istediğini tiyatroyu ise hobi olarak yapacağını söyledi. Annesinin gözlemine göre bunun bir nedeni Kerem’in adalet değeriydi fakat en büyük sebebi babasının onun bu mesleği yapmasını istemesiydi. Sınav senesi onun için kaygı dolu geçti, sınav günü ise stresten ateşi çıktı, sınavda kilitlenmişti. Tam o günlerde güzel sanatlar lisesinin sınavı olduğunu öğrendi. Hiç hazırlık yapmamıştı. Okul özel olduğu için babası “Kendini bir dene ama seni oraya gönderemeyiz.” demişti. Aslında içten içe onun sınavı kazanamayacağını düşünüyordu.
Kerem bir gecede sınava hazırlandı. Annesi sınav kapısında beklerken içeriden çıkan çocuklar “Kerem adında biri var içeride acayip oynadı.” diye ondan bahsediyorlardı. Sonuçlar 2 gün sonra açıklanacaktı ama aynı gün okul sahibi onu ve ailesini yanına çağırarak yüzde yüz burs teklif etti. Herkes şaşkındı. Kerem o günden sonra devam ettiği lise yaşamında notları çok yüksek olan, daha sosyal, hep yüzü gülen bir çocuk olmuştu. Sevdiği, akışta ve mutlu olduğu alanda ilerliyor olmak, başarabiliyor ve üretebiliyor olmak onun gelişiminde büyük bir ivme yaratmıştı. Güzel sanatlar lisesine devam eden Kerem artık arkadaşları tarafından çok sevilen, notları çok yüksek, gelecek vaat eden, çok parlak bir öğrenci… Kerem şu anda sürekli yazıyor, yazarken, üretirken, asla durmuyor, o heyecanla günde sadece 3-4 saat uyuyor ve geri kalan zamanını oyun ve senaryo yazarak geçiriyor. Hayalleri var daha da büyüyor, kendine güveniyor.
Gerçek olan bu hikâye bize mutlu olduğumuz alanda çalıştığımızda ne kadar farklı bir yönümüzü ortaya koyabileceğimizi, potansiyelimizi en yüksek noktada nasıl kullanabileceğimizi gösteriyor. Maalesef herkes Kerem kadar şanslı değil. Eğer Kerem tesadüfen öğrendiği bu lisenin sınavına girmeseydi büyük ihtimalle şu anda üniversite sınavlarına büyük bir stresle hazırlanan, seçeceği meslek konusunda sıkıntı yaşama potansiyeline sahip olan bir öğrenci olacaktı.
Öğrenci ve aile koçu olarak çalışırken çocukların kendilerini tanımadıklarını, ne istediklerini ve neden istediklerini gerçekten bilmediklerini fark ediyorum. Bazen görüştüğüm öğrencinin anne veya babasının isteğini kendi isteği olarak gördüğünü hatta bunun farkında bile olmadığını gözlemliyorum. Bir meslek seçerken çok sevdiği bir akrabasını veya hayran olduğu bir kişiyi örnek alabildiğini, aslında seçtiği o mesleğin ona uygun olup olmadığını tam olarak düşünemediğini görüyorum.
Tam da bu durumda yaptığımız İzotomi çalışmaları hem öğrencide hem de ailesinde büyük bir farkındalık yaratıyor. Öğrenci hem kendini çok daha detaylı olarak tanırken hem de kendi mizacına, değerlerine, güçlü yönlerine, ilgi, istek ve yetenek alanlarına hitap eden meslekleri fark etme şansına sahip oluyor.
İzotomi Analisti olarak yaptığımız çalışmaları çok değerli bulma sebebim özellikle gençlerin hayatına dokunması ve onlar için geleceğe yönelik fayda yaratması… Genç yaşta atacakları doğru adımlar onlara kendilerini gerçekleştirme, potansiyellerini kullanma, daha mutlu ve üretken olma şansı tanıyacaktır.
“Her yeni gün yaşamı değiştirmek için bir şanstır.” ve bazen bu şans tüm hayatımızın akışını değiştirebilir.
Kendini tanımak, çoğu zaman kafa karıştırıcı bir gençlik görevidir.
“İnsanın en büyük mücadelesi kendisi olarak var olmaktır.” dedi karşımda duran 17 yaşındaki genç kız. “Benim hayatımdaki her şey iki sene önce değişti.” diye ekledi. “İki sene önce ne oldu?”…
YKS 2022 tercih süresi bitti ama neler kaldı
Dün itibari ile YKS 2022 tercih süresi bitti. Geçirilen bir seneye bakıldığında özellikle öğrenciler açısından çok ciddi stres oluşturan zor bir sürecin sonuna gelinmiş oldu. Öğrencilerin çoğu bu süreçten ciddi…
Sınav Kaygısının Önemli Nedenlerinden Biri Ortadan Kaldırılabilir!
“Bu yazı bu sene sınava hazırlanma sürecine giren öğrencilerin aileleri için yazılmıştır. Konu gerçek olmakla birlikte kişi isimleri ve detaylar gizlilik açısından değiştirilmiştir…” Sadece bir an istiyorum dedi karşımdaki öğrenci,…
Çocuklar En Az Riskli Gruptalar, Korona Virüsü Kapsalar Bile Hafif Şekilde Atlatıyorlar
Dün sağlık bakanının açıklamasından sonra koronavirüsün ülkemiz sınırları içerisine girdiğini öğrendik. Bugün itibari ile ülkemizde çok daha fazla panik yaşanma durumu olası… Sabah benim de dahil olduğum whatsapp gruplarına özellikle…