“İnsanın en büyük mücadelesi kendisi olarak var olmaktır.” dedi karşımda duran 17 yaşındaki genç kız. “Benim hayatımdaki her şey iki sene önce değişti.” diye ekledi. “İki sene önce ne oldu?” diye sordum. “Kendim olarak bildiğim kişi aslında anne babamı memnun etmeye çalışan, memnun edemeyince kendini cezalandıran biriydi, işte bunu fark ettim.” dedi.
Geçen sene İzotomi çalışmasına katılan bu genç öğrencimiz, hayatta kendisi olarak var olmanın ve bunu herkese ifade edebilme gücünün en çok istediği şey olduğunu söylemişti. Kendisinin istediği meslek konusunda her ne kadar ailesi ile uzlaşamasa da hatta bu konuda çok gergin zamanlar geçirse de ailesinin önerdiği bu profesyonel desteği almaya olumlu bakmıştı.
“Kendini tanımak, çoğu zaman kafa karıştırıcı bir gençlik görevidir. Bazı ergenlerin gerçekte kendilerinin ve başkalarının kim olduklarını ayırt etmeleri neredeyse imkânsız olabilir. Kimlik arayışındaki gençler, başkalarıyla ve kendileriyle karşı karşıya gelmenin yollarını sürekli test ederler. Onlar için doğru olan bir imaj arayışındadırlar.” Prof. Dr. Mel Levine
Öğrencilerin zihinlerinin onları hangi yöne götürdüğünü dikkatle incelemek gerekir. Gideceklerini düşündükleri yer kim olduklarını yansıtır. Kendilerine baktıklarında çoğu zaman olduklarından farklı bir kişi görebilirler. Genellikle kim oldukları hakkındaki algıları yönlendirilmiş karşılaştırmalardan türeyebilir. Bu noktada onlarla ilgili çok detaylı bir analiz yapmak gereklidir. İzotomi çalışmasındaki amaç; öğrenciye güçlü yönleri, değerleri, mizacı, motivasyon ve ilgi alanları çerçevesinde ayna tutmaktır.
Öğrencimizle yaptığımız İzotomi çalışması sürecinde görüşmeler ve test sonucu oluşan envanteri, istediği mesleği destekleyen veriler sundu. Bu da kendisi ile ilgili farkındalığının yüksek olduğunu gösteriyordu. Öğrencimiz ilk görüşmede sadece tek bir meslek alanına yönelmişken görüşmelerin sonunda, sayısal veriler ve sözel veriler değerlendirilerek ona sunulan alternatif meslekleri de araştırmak istediğini söyledi.
Geçen gün bana attığı mesaj ile tüm bunları yeniden hatırlama şansına sahip oldum. Raporunu sakladığını, ihtiyaç duyduğu zamanlarda tekrar tekrar okuduğunu, raporu kendine kendini hatırlatan bir pusula olarak gördüğünü ve hep saklayacağını yazmıştı. Geç kalmış bu teşekkür için de özür diliyordu.
Seneler önce, Umut Kısa’nın İzotomi ile ilgili Ted konuşmasını izledikten sonra bu mesleği yapma kararını almıştım. Tam da bunu hayal etmiştim, öğrencilerin kendilerini tanıma yolunda onlara eşlik etmek ve hayatlarına dokunabilmek. Bu sebeple ben de öğrencime teşekkür ettim, her ne kadar ailesi ile zor zamanlar geçirse de bu yolculukta ona eşlik etme şansını bana tanıdığı için, kendini samimi bir şekilde açtığı için. Ve tabi ki şükrettim, böylesine tutku ile sevdiğim bir işi yapabildiğim için…
Tavsiye Kitap: “Hazır Ol ya da Olma Hayatın İçindesin” Dr. Mel Levine